-
1 kalmak
vi1) bleiben2) übrig bleibenyapacak başka bir şeyim kalmadı es blieb mir nichts anderes übrigtakatim kalmadı ich habe keine Kraft mehr3) ( konaklamak) bleiben, sich aufhalten5) ( işlemez duruma gelmek) stehen bleibenaraba yarı yolda kaldı der Wagen ist auf halber Strecke [o dem halben Wege] liegen geblieben6) ( ertelenmek)gitmemiz cumaya kaldı unsere Abreise ist auf den Freitag aufgeschoben7) bana kalsa, ... wenn es nach mir ginge,...bana kalırsa siz yanılıyorsunuz meiner Meinung nach täuschen [o irren] Sie sich8) verbleiben9) yola çıkmamıza üç gün kaldı es sind noch drei Tage bis zu unserer Abreise
См. также в других словарях:
arıza yapmak — bozulmak, işlemez duruma gelmek Otomobil arıza yaptı … Çağatay Osmanlı Sözlük
suyu kesilmiş değirmene dönmek — işlemez, yararsız duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
körleşmek — nsz 1) Kesmez, işlemez veya yararlanılmaz duruma gelmek Bıçak körleşti. 2) mec. Değer, önem veya yeteneğini yitirmiş duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatmak — nsz, ar 1) Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. N. Hikmet 2) Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek 3) Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek Rüzgârdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalmak — nsz, ır 1) Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. T. Buğra 2) Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. O. C. Kaygılı 3) de Konaklamak, konmak Hemen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
laçkalaşmak — nsz 1) Laçka duruma gelmek 2) mec. Herhangi bir düzen iyi işlemez olmak, gevşemek, bozulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük